HOŞ GELDİNİZ!
Türk kültürünün en çok bilinen özelliklerinden biri misafire verdiği değerdir. Tüm Türk halklarında misafirperverlik farklı uygulamalarla varlığını sürdürmüştür. Bu yazımda sizlere Kazak kültüründe misafire gösterilen özenden ve buna yönelik nesilden nesile aktarılmış olan uygulamalardan söz etmek istiyorum. Misafir gelir, yemeğini yer, çayını içer sonra da gider, hepsi bu işte, demeyin! Çünkü, sizlere misafirlerini farklı isimlerle tanımlayan, taşıdıkları niteliklere göre tabak hazırlayan, misafirin karşılanmasından, yemeklerin sunumundaki sıralamaya kadar her detaya büyük önem veren bir kültürden bahsedeceğim. Yok artık daha neler dediğinizi duyar gibiyim. Öyleyse sizi daha fazla meraklandırmayalım, ne dersiniz? Haydi başlayalım.
Öncelikle, Kazak kültüründe bir evin kapısını çalıp onlardan yemek istemeniz için o aileyi tanıyor olmanız gerekmediğini, aynı dilden veya aynı ırktan olmak zorunda olmadığınızı biliyor muydunuz? Evet, bu doğru. Kazaklar kapılarını çalan yabancı misafirin yüksek olasılıkla Hızır olduğuna inanırlar. Bu inanç nedeniyle, kapılarına gelen hiçbir yabancıyı geri çevirmezler, bu misafire yemek hazırlarlar. Eğer evin erkeği evdeyse bu misafir mutlaka o gece evde misafir edilir.
Bizim için ilginç olan bir diğer konu da Kazak kültüründe sofraya su konmaması oldu. Su yerine madensuyu veya çay tercih edilir. Yemekten önce çay gelir, yemekle birlikte tekrar çay ikram edilir ve yemekten sonra tekrar çay ikram edilir. Kazak kültüründe çayın taşıdığı bazı anlamlar olduğunu görüyoruz. Örneğin, çayın sütlü veya demli olarak ikram edilmesi ev sahipliğinin cömert olduğunun göstergesi olarak yorumlanır. Çayın sert bir tavırla verilmesi veya bardağın ev sahibi tarafından düşürülmesi, kabalık ve saygısızlık olarak yorumlanır. Yine bizden farklı olarak çayın hızlı soğumaması, misafirin çayı daima sıcak içebilmesi için bardak yarım doldurulur.
Görüldüğü gibi, misafirin Kazak kültüründeki yeri oldukça önemli. Misafirin taşıdığı özelliklere göre farklı isimlerle adlandırılması, bize bu önemin dile de yansımış olduğunu gösteriyor. Düğün veya doğum günü gibi özel nedenlerle davet edilen misafirler arnay konak; uzak şehirlerden gelen akraba misafirler kıdırma konak; yabancı misafirler kudak konak; sadece yemek yemek için habersiz gelen komşu veya akrabaların kılkıma konak isimleriyle tanımlandığını görüyoruz. Yine misafire yer aldığı toplumsal sınıfa göre farklı tabaklar hazırlandığını ve bu tabakların da bas tabak, sıy tabak, orta tabak, ayak tabak, küvey tabak, kelin tabak, kızdar tabağı vb farklı isimlerle tanımlanmış olması da bize kültür ve dilin birbirinden ayrılamaz olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Nuray Yavuz
ANDEM Türkiyat Araştırmaları Uzmanı