EBRU SANATI

Türk kültüründe sanatın yeri oldukça önemlidir ve pek çok sanatı da içinde barındırmıştır. Çinicilik, ebru sanatı, tezhip sanatı, hat sanatı, dokumacılık, minyatür sanatı, cam işlemeciliği, kaşıkçılık, çömleşçilik ve daha niceleri. Bazıları günümüze kadar gelirken bazıları unutulmaya yüz tutmuştur. Günümüze kadar gelen sanatlardan biri de ebru sanatıdır. Ebru renklerin sınırsız değişimlerle birebireleriyle kucaklaşması, kaynaşması ve dans etmesidir. Daima dinamik, değişken, kendini aşan ve sonsuz teknikleri deneme fırsatı veren ebru kağıt boyama sanatı olarak, tezhip ve hat ile birlikte kitap sayfalarında ve murakka kenarlarında kullanılmakla birlikte, günümüzde başlı başına bir sanat eseri olarak düşünülmekte ve sergilenmektedir.

Ebre adını alarak Türkistan’da ortaya çıkan bu sanat 16. asır başlarında İpekyolu’nu takiben Hindistan’da yapılmaya başlandığı, buradan İran’a ve sonra da İstanbul’a kadar geldiği bilinmektedir.
İstanbul’dan Avrupalı seyyahlar tarafından kendi memleketlerine götürülen ebru kağıtları, önce Almanya’da, sonra da İtalya’da ve Fransa’da Türk mermer kağıdı hatta sadece Türk kağıdı adıyla tanınıp yapılmaya başlanmıştır. Ebru sanatının kökenleri 9. ve 10. yüzyıla dayanmaktadır. Kağıdı en eski olan ebru 1554 yılına ait bir Malik-i Deylemi yazısıdır. Bilinen o ki bu sanat, kağıdın tarih sahnesine girmesiyle gelişmiştir.

Geven otunun özsuyundan elde edilen kitre ve deniz kadayıfı bitkisi ile kıvamı arttırılmış suyun üzerine, içine sığır ödü katılarak suyun dibine çökmeyecek hale getirilen boyaların serpilmesi ve su yüzeyinde meydana gelen şekillerin olduğu gibi ya da biz adı verilen metal uçlu bir aletle müdahale edilerek bir kağıda geçirmesi yoluyla yapılmıştır. Ebru sanatında su olarak eskiden yağmur suyu kullanılırdı.

Ebre ve ebri şekilleri de olan bu sanatın kelime anlamı kaş demektir. Telaffuz zorluğundan kaynaklı zaman içinde ebru adını almıştır.

Whatshapp
ANDEM | ANA DİL EĞİTİM MERKEZİ
Merhaba 👋
Size nasıl yardımcı olabiliriz?